Tuğşah Bilge
Tuğşah Bilge
Tuğşah Bilge - İsa ve Yahuda
Loading
/

Son akşam yemeği hikayesi

Son Akşam Yemeği, İsa Mesih’in Romalı askerlerce yakalanmasından önce 12 Havarisi ile yediği son akşam yemeğini resmetmektedir

Uzun bir yemek masasının önünde, 12 Havariyi İsa’nın sağında ve solunda üçer kişilik kümeler halinde görüyoruz. Mesih: Hakikatte size derim ki sizden biri beni ele verecektir demiş; bu söz havarilerin üzerinde derin bir tesir uyandırmıştır. Bu tesirin yankılan soldan sağa doğru kopan hareketlerde, çehrelerin aldığı değişik ifadelerde görülüyor. Her havari mizacına göre başka bir tavır takınmıştır. Biri: Ey Mesih ben miyim? der gibi, ellerini göğsü üzerinde koymuş; bir başkası iyi işitip işitmediğini sormak için yanındakine eğiliyor, bazıları İsa’nın sözünü birbirine şüphe ve korku ile tekrarlayıp duruyorlar.

Nihayet Yahuda, Giotto’nun çelimsiz, küçük Yahudisi gibi acınacak bir halde süklüm büklüm uzaklaşacağı yerde, masanın etrafında oturanlara derin bir nazar fırlatıyor, İsa’nın ağzından düşen sözün anlaşılıp anlaşılmadığını, kendisi için tehlike olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Bir yıldırım gibi sofraya düşen söz, bazı çehrede isyana, bazı çehrede tevekküle ve hüzne, bazı çehrede şüphe ve korkuya dönüvermiştir. Eserde büyük bir değişiklik içinde bir organik birlik göze çarpmaktadır.

Son akşam yemeğinin sırrı

Leonardo, İsa’nın dudakları arasından düşen sözün, değişik yaratılışta olan Havarilerin ruhlarında uyandırdığı değişik tepkileri, çehre ifadeleri ve beden hareketleriyle göstermek, sonra her Havariyi, karakterine uygun gelen en güzel biçim içinde yaşatmak istiyordu. Nitekim Trattato della Pittura’da: “Resimde figürler o suretle vücuda getirilmiş olmalıdır ki onların duruşlarından ne düşündüklerini ve ne hissettiklerini kolaylıkla anlamak mümkün olsun.” sözü Son Akşam Yemeği’ne hâkim olan kompozisyon anlayışını kesinlikle özetler.