Duyduğumda o sesin senden çıktığına inanamadım. Görüntünle sesin hiç bağdaşmıyor. Çok güzel bir kızsın ve harika bir sese sahipsin. Lakin sanki ses tellerin çok daha yaşlı ve tecrübeli bir şarkıcının ses telleriymiş te bir şekilde sana bahşedilmiş gibi. Bu kadar güzel bir ses, bu kadar büyüleyici bir ses daha önce hiç girmedi kulaklarımdan içeri. Görüntünün güzelliği başımı döndürürken bir de sesinin beni benden alışı artık tarifsiz duygulara yol açmaya başlamıştı. İşte o zaman vazgeçtim senden. Bundan ötesi yoktu çünkü. Bundan sonrası tufandı. Bundan sonrasına gerek yoktu. Oracıkta ölmeli ve mutlu sona ermeliydim. O kadar güzel söylüyorsun ki. O kadar güzelsin ki. O kadar muhteşem hissettiriyorsun ki. Tarif edemediğim gibi, yaşadığım duyguları aktarmanın bir yolunu da bulamıyorum. Buz gibi havada esen rüzgar gibi iğne iğne işliyorsun bedenime. Fazlası zarar, fazlası yıkım benim için. Sıcacık kumların üzerinde yürürken yakıcı güneşsin benim için. Daldığım sığ denizde vurgun yemiş ettin beni. Paraşütsüz atlamış, frensiz araçta yol almış, kasksız motosiklete binmiş gibiyim. Saçmalayışlarım aklımı aldığındandır. Haberin yok ölüyorum ama mutlu değilim. Hadi bir kere daha söyle, bir kere daha beni benden al. Bir kere daha mutlu olayım ve işte tam da o anda ruhumu teslim edeyim… Ne güzel söylüyorsun, ne güzel hissettiriyorsun, seni seviyorum diye…