Yensen de yenilsen de kupaları alamasan da şampiyon olamasan da yanındayız Fenerbahçe. Pardon, ben Galatasaraylıyım. Fenerbahçe ne hali varsa görsün, biz Galatasaray olarak bu sene şampiyon olacağız ya oh değmeyin keyfime… Futbol izlerken hep milli içkimiz ayran içerim. Hem de bol sulu. Çeşme sulu, şebeke sulu, kokulu sulu. Acıkınca da bol minarelli çeşme suyunda haşladığım makarnadan yiyorum. Diyecek yok keyfime. Geçen kış iyi geçti maşallah, devlet baba eve yığdı kömürü, yığdı makarnayı. Gerçi şimdi yaz geldi, halimiz ne olacak ? Futbol izliyoruz, hararetleniyoruz, ayran içiyoruz, makarna yiyoruz, çok terliyoruz. Klima mıdır ? Fan mıdır ? Nedir bir şey alıp eve koymak lazım. Elektrik faturasını dert etmeye gerek yok, nasılsa kaçak kullansak ta sıkıntı olmuyor. (Bazı konularda batıyı değil doğuyu örnek almakta fayda var.Bildiğim kadarıyla orada bir çok kişi kaçak elektrik kullanıyor.) Bu arada geçen sene getirdikleri çamaşır makinesi bozuldu. Garantisi var demişlerdi ama bir aydır servisi arıyorum, çağırıyorum ama ne gelen var ne de giden ? Bu arada geçmiş bayramınız mübarek olsun. 1 mayıs işçi bayramı. Çok güzel kutladık vallahi. Pazarda alamadığımız Brezilya biberinden bol miktarda yedik. Sağolsun polis ağabeyler biberi çok fazla kaçırıp gözlerimizin yaşardığını görünce hemen imdadımıza yetişip bol miktarda su dağıttılar! Su dağıtma şekilleri biraz tuhaftı ama sonuçta panzerler sağolsun bizi suya doğurdular. Tek sıkıntım, panzerlerin suyu lağım kokuyordu. Keşke canım İstanbul’un çeşme suyunu kullansalardı. Güzel bir bayram günü, sıcacık güneşin altında, İstanbul sokaklarında serin serin, ıslak ıslak gezmenin mutluluğuyla evin yolunu tuttum. Sadece dönüş yolunda akbilim (elektronik otobüs biletim) kalmadığını görünce biraz üzüldüm. Keşke yanıma para alsaydım. Gerçi param yok ki nereden alayım ? Keşke işçi değilde öğretmen olsaydım o zaman yarı fiyatına binerdim tıklım tıklım dolu olan otobüse. Yada en iyisi polis olsaydım hiç para ödemezdim toplu taşımaya. Paso gezerdim. Gerçi polis olunca, devlet baba güzel bir Türkiye turu attırıyor. Bugün İstanbul’da yarın kim bilir nerede ? Belki de Şırnak’ta. Olsun orası da bizim memleketimiz. Hem orada işler daha güzel işliyor. Ek gelir kapıları var. Kaçakçılık falan iyi para bırakıyor. Baksana orada yaşayanların en az on tane çocukları var. Bu çocuklara nasıl bakıyorlar? Demek ki iyi para kaldırıyorlar. Zaten orada elektrik, su vs. bedava. Ayrıca vergi oranları da çok düşük. Daha doğrusu orada devlete vergi ödenmiyor, sadece devletin teşvikleri alınıyor. Mesela koyun bakacaksan yaptığın masrafın belli bir kısmını devlet ödüyor. Güzel iş değil mi ? Bunu iyi bir düşüneyim. Komşu ülkelere boş gidip dolu gelmek daha karlı gibi sanki. Uyuşturucu olur, mazot olur, kaçak telefondu falan olur gibi. Ama tabi her işte olduğu gibi bunda da bir takım riskler var. Yakalanmamak lazım, malum minareyi çalan kılıfını hazırlar durumları… Ha bu arada geçenlerde belediyelerin borçlarına karşılık cami, okul vs. gibi taşınmazların arsalarını devlete sattıklarını duydum. Bu nasıl iş anlamadım. Devletin belediyesinin arazisi nasıl devlete satılıyor ? Hımm, minare ve kılıf olayını şimdi daha iyi anlamaya başladım galiba. Bu şuna benziyor, yüz kişi bir araya gelip bir köprü yaptırıyor sonra da o köprüyü kullanmak için para ödüyor. Oğulları da para ödüyor, torunları da ödeyecek. Boğaz köprüleri misali. Zamanında o köprüler devlet tarafından yaptırıldı ve köprünün parası çıkana kadar kullanan her kişiden belli bir miktarda para aldılar. Artık o köprüler öyle bir hale geldi ki, köprüden bir gün boyunca alınan paralara hiç dokunmayın, o paralarla başka bir yerde yeni bir köprü inşa edebilirsiniz. Düşünün her gün her gün oradan geçerken para ödüyorsunuz, yazık size. İyi ki arabam yok. Aa benim de bir arabam var, epeydir kullanmadığım için unutmuşum. Malum benzin fiyatları dünyanın en pahalı olan ülkesinde yaşıyoruz. Çok zenginiz çok. Bu pahalılığa rağmen İstanbul trafiğinde adım atacak yer yok. Her yer araba kaynıyor. Ne mutlu bize, demek ki çok paramız var. Oh be bugün de keyfim yerinde. Devlet arazileri satılmış, Terörist, bebek katili, bölücü başı serbest bırakılmış, Ülke hükümet eliyle bölünmüş, Yolsuzluk almış başını gitmiş, Asker ve düşünürler hapislerde çürümüş, adalet alaşağı edilmiş, kalkınma yandaşlara sağlanmış, halk sömürülmüş kimin umrunda. Dokunmayın bana, benim keyfim yerinde!