Sen bakma bu şarkıda erkekler ağlamaz dediğine… Bakma fotoğraflarımın hep güldüğüne. Çok ağladım ardından.
Kimse bilmedi ama işte itiraf ediyorum tüm açık yürekliliğimle. Ağıtlar yaktım ardından, nafile. Şiirler yazdım sırtına karşı. Giderken beni benden aldığın için, ardından küfürler yağdırdım durmadan. Seni öyle çok sevmiştim ki, anlatamam. Birlikteyken anlatmaya çabalamamıştım zaten. Bilirsin boşa kürek çekmeyi sevmezdim. Aşkımı anlatabilecek kelimeler yoktu ki. Olsaydı söylerdim elbet.

Seni öyle çok sevmiştim ki, unutmuştum her şeyi, nefes almayı, yemek yemeyi… Hatırlıyor musun ? Fazla kilolarımızı vermeye çalıştığımızda seni yenmiştim. Çünkü sensiz tek lokma geçmiyordu boğazımdan. Bu arada ayrıldıktan sonra ben o evden taşındım. Çünkü sen görmesen de tüm duvarlarda adın yazılıydı. Hani seni sevdiğimi söylemiyordum ya, sen de söylemediğim için seni sevmediğimi sanıyordun ya; oysa ben senin için kendimden vazgeçiyordum… Haberin yok. Haberin olmadı, söylemezdim de zaten. Ben aşk ateşinde yanarken, sen laylaylomlardaydın.

Sevdiğin kadar varsın, hissettiğin kadar yaşarsın. Yaşattıklarını yaşayasın… Unutma ki kalbim yokmuş gibi sarfettiğin cümleler, çığ misali büyüyüp ruhumu ezdiler. Ağlamaktan göz pınarlarım kurudu. Değişen ne oldu diye durup geçmişe şöyle bir baktığımda; enkaz yığınına dönmüş bir aşk ve yaşanmışlıklarından mutluluk çıkarmaya çalışan bir küçük sevilmeye aç bir çocuk görüyorum. Büyüyecek, biraz zaman gerek…